Diyarbakır’ın temel dinamiklerinden Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası’nın 4 yıl aradan sonra gerçekleşen seçimlerinde güven tazeleyerek üçüncü kez DTSO Meclis üyeliğine seçilen Diyarbakır’ın güçlü firmalarından Erensan İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı İş insanı Salih Eren, seçim sürecini ve sektörün çözüm bekleyen sorunlarını değerlendirdi.
Türkiye genelinde projelerinin varlığından söz eden Eren, “Konut projeleri yapıyoruz. Toplu konut projeleri ve diğer kurumlara ait projeleri gerçekleştirmekteyiz. Bütün yatırımlarımız Diyarbakır’ da, çalışanlarımızın yüzde 95’i Diyarbakır’dan. Tedarik firmalarının hemen hemen yüzde yüzüne yakın Diyarbakır firmalarıyla çalışıyoruz. Önceliğimiz hep Diyarbakır olmuştur ve olacaktır” diye konuştu.
İşte, ERENSAN İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı ve aynı zamanda DTSO Meclis Başkan Yardımcısı Salih EREN ile yapılan röportajın detayı;
“BÜTÜN YATIRIMLARIMIZ DİYARBAKIR’DA”
Kendinizden kısaca bahsedebilir misiniz?
1970 Diyarbakır doğumluyum. Evli ve 5 çocuk babasıyım. Erensan İnşaat firma sahibiyim. 1998 yılından beri yaklaşık yirmi dört yıldır bu sektördeyiz. Sektöre, tedarik firması olarak inşaat malzemesi satıcılığıyla başladık sonrasında taahhüt firması olarak devam ediyoruz. Şu an Türkiye genelinde projelerimiz var, konut projeleri yapıyoruz. Toplu konut projeleri ve diğer kurumlara ait projeleri gerçekleştirmekteyiz. Bütün yatırımlarımız Diyarbakır’ da, çalışanlarımızın % 95’i Diyarbakır’dan. Tedarik firmalarının hemen hemen yüzde yüzüne yakın Diyarbakır firmalarıyla çalışıyoruz. Önceliğimiz hep Diyarbakır olmuştur ve olacaktır.
“TÜM ÜYELERİMİZİN HİZMETİNDEYİZ”
Bir önceki dönem DTSO Yönetim Kurulu’nda görev aldığınızı biliyoruz. Yakın zamanda gerçekleşen Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası seçimlerinde yeniden seçildiniz.
Ticaret odasında kısmet olursa bu benim üçüncü dönemim olacaktır. Öncesinde sekiz yıl hizmet ettim. Bu dönemde kendimizce önceliğimiz olan bazı projelerimiz vardı. Onları tamamlamak için bu dönem de seçime girmeye karar verdik. Geçen dönem yeşil liste olarak girmiştik, yine aynı grubumuzu koruduk. Bazı yeni takviyelerle seçime girdik, Diyarbakırlı üyelerimizin teveccühüyle, on altı grubun on altısında da önde bitirdik. Tabii seçim bizim için 2 Ekim’ de bitti. Amacımız, önümüzdeki dört yıl boyunca tüm üyelerimize hizmet etmektir. Bütün gruplarda yarıştığımız arkadaşlarımız rakibimiz değil, hepsi bizim dostlarımızdır. Seçim bitmiştir. Biz onların ve tüm üyelerimizin hizmetinde olacağız. Seçim gününün sağduyu ve aklıselim içerisinde geçmesi çok önemliydi. Hiçbir sıkıntı olmadan demokratik bir ortamda seçimi bitirdik. Bu seçimde bizimle beraber seçime giren tüm gruplara ve adaylara, seçim süreci ve seçim günü canla başla tüm gruplara ve seçmenlere hizmet veren tüm Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası emekçilerine, seçim süreci boyunca yanımda olan aileme, akrabalarıma, arkadaşlarıma, dostlarıma, seçime gelip bize ve diğer gruptaki arkadaşlara oy kullanan en önemlisi bizi biz yapan tüm üyelerimize teşekkürlerimi sunuyorum. Demokrasinin olmazsa olmazı seçimlerdir. Bu seçim sonuçlarına herkesin amasız saygı duyması çok çok önemlidir. Bu süreçte imkânları olan herkesin bunu kişisel egolarının ve hırslarının aksine, Diyarbakır’ın ve bölgenin daha ileri gitmesi için kullanması elzemdir. Hizmetkârı olduğumuz üyelerimiz için görevde olacağımız bu dört yıllık süreçte, yerel yönetimlerle STK’ larla ve tüm kamu kuruluşları ile işbirliği içinde çalışmak istiyoruz. Önceki sekiz yıldaki hizmetlerimiz süresince olduğu gibi bundan sonra da en önemli projelerimiz sosyal sorumluluk projeleridir. Tekrar bütün arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.
“PANDEMİDEN DOLAYI KAPANAN ÇOK SAYIDA FİRMA OLDU”
Türkiye genelinde yaşanan ekonomik sorunların, sektörünüze yansımaları hususunda değerlendirmelerinizi alabilir miyiz?
Özelde bizim dördüncü grup inşaat malzeme satışı grubu sektörü ve diğer hemen tüm sektörlerde özellikle pandeminden önce başlayan ve devam eden ekonomik kriz çoğu arkadaşlarımızın iş yerlerini kapatmasına sebep oldu ve bunu seçimlerde gördük. Kapatan firma sayımız çok çok fazla. Son iki yılda kurulmuş olan firmalar da mevzuat gereği oy kullanamıyor. Bu da seçim sonuçlarına yansımış durumda. Şu an sektördeki en büyük sıkıntımız tedarik sorunu. Kredilere erişim noktasında yaşadığımız büyük zorluklar var. Bunun özellikle bürokratik engellerden kaynaklandığını düşünüyoruz. Bankaların kredi talep eden firmalardan istediği bilanço, ipotek, v.s. formaliteler krediye erişimde engel olarak önümüze çıkıyor. Mali müşavirlerle bu bilançoların nasıl düzeltilebileceği yönünde görüşmelerimiz devam ediyor. Normalde bir sıkıntı yok ama bilançonun işlenmesinden dolayı teknik bazı sıkıntılar var. Maalesef çoğu firmada bu söz konusu. Onların düzeltilmesi gerekiyor. Konuyla ilgili çalışmalarımız var, devam edecek. İkincisi bankalar ipotek noktasında çok sıkıntı yaratmaktadırlar. Hem ipoteğin değerinde, mesela açık söyleyeyim diyelim ki batıda bir yapının değeri bir, ise burada yarısıdır.
“BÖLGENİN KONJONTÜRÜ SANAYİCİNİN ALEYHİNE İŞLİYOR”
Burada bölgesel bir ayrımcılıktan bahsedilebilir mi?
Bölgesel ayrımcılıktan ziyade bölgenin konjonktüründen kaynaklandığını söyleyebiliriz. Bu konuda çalışmalarımız devam edecektir. Mesela bazı firmalarımız sırf bu sıkıntılardan dolayı merkezlerini İstanbul, Ankara ya da batıdaki diğer illere taşımak zorunda kalmıştır. Şunu söyleyebiliriz, krediye erişim noktasında bölgenin konjonktürü kesinlikle sanayicinin aleyhine işliyor. Dediğim gibi biz tedarik firması olarak üreticiyle, tüketici arasında köprüyüz. Yani biz bir taraftan alıp, diğer tarafa satıyoruz. Gerçi diğer sektörler de şu an böyledir, bizden çok daha fazla bu sıkıntıları yaşıyorlar. Taahhüt firmaları, inşaata başladıkları zaman tedarik firması ile bağlantı yapmak isterler. Eskiden bir sıkıntı yoktu, firma işin başında bağlantısını yapıyordu. İşin sonuna kadar hangi safhada olursa olsun ihtiyaç halinde, malzemesini alıyordu. Ama şu an güven sorunu var. Taahhüt firması, tedarik firmasına, tedarik firması da üreticiye güvenemiyor. Ya da sıralamayı tersten de düşünebilirsiniz. Bu nedenlerle şu an kimse bağlantı yapamıyor, yapamadığı zaman da inşaat aşamasında zorluklar yaşıyor. Piyasalardaki sürekli gelen zam haberleri bu güvensizliği körüklüyor. İkinci bir olay, tedarik firması olarak şu sıkıntıyı yaşıyoruz. Bir malzemeyi sattığımızda, aynı fiyata yerine bırakamıyoruz, fiyatlar sürekli artıyor. Bu konularda çok ciddi sıkıntılarımız var. Yani stabil bir ortamın oluşmasını arzu ediyoruz. Bu da merkezi yönetimin bazı kararları almasına ve adımları atmasına bağlıdır. Genel olarak sorunlarımız bunlar. Biz de bunların bilincinde olarak göreve talip olduk. İnşallah bu ve buna benzer sorunların giderilmesi noktasında çalışmalarımız devam edecektir.
“HERKESLE İŞBİRLİĞİ İÇİNDE ÇALIŞMAK İSTİYORUZ”
Önceki dönem çalışmalarınızı değerlendirmenizi istesek neler söylersiniz?
Daha önceki dört yıllık çalışmamız esnasında kamu kuruşlarından gerekli desteği alamadık. O noktada bazı sıkıntılar var. Onun aşılması için çalışacağız ve bütün kamu kuruşlarıyla STK’ larla, diğer yerel yönetimlerle işbirliği içinde çalışmak istiyoruz. Çünkü amacımız sadece Diyarbakır’ a ve üyelerimize hizmettir. Bunun dışında bizim başka bir amacımız yok. Çünkü biz ekonomi ile ilgilenen bir odayız. Yani bizim başka konularla bir işimiz olmaz.
“250 BİN KONUTUN YAPILABİLMESİ ÇOK ÖNEMLİ AMA!”
Hükümetin büyük önem atfettiği ve yüzyılın projesi diye lanse ettiği sosyal konut projelerinin sektöre yansımalarının nasıl olacağı hususunda öngörüleriniz neler?
Dediğim gibi şu an mevcut yerlerde bile çoğu ihaleler, talipli olmadığından iptal ediliyor. Çünkü insanlar önünü göremiyor, üç ay sonrasını bir ay sonrasını bile ön göremiyor. Ondan dolayı şu an bir sıkıntı var. Bu 250 bin konutun yapılabilmesi, yapılması çok çok önemli ama dediğim gibi şu an hem bu süreçteki fiyat istikrarsızlığından dolayı, hem de şantiyelerde çalışacak kalifiye ve düz işçi noktasında Türkiye genelinde ciddi bir sıkıntı var. Şu an inşaatlarda çalışacak ekip, işçi, teknik eleman noktasında sıkıntı yaşıyoruz. Bu konutların, dediğim gibi yapılması çok çok önemli ama yapılabilir mi?
