‘Deprem insanoğlunun ruh sağlığını ciddi olarak etkiliyor’

Merkez üssü Ege Denizi’nin İzmir Seferihisar açıklarında meydana gelen ve 25 kişinin hayatını kaybettiği, 831 kişinin de yaralandığı 6.9 şiddetindeki depremde arama-kurtarma çalışmaları sürüyor.

İzmir Depreminin insanların üzerindeki psikolojik etkilerini değerlendiren Psikolog Şiyar Güldiken, Deprem gibi yıkıcı etkisi insanoğlunun tedbirsizliği ile daha da artan bir doğa olayında ruh sağlığını da ciddi olarak etkilendiğini ifade ederek, Depremin meydana geldiği bölgede yaşayanların kişilik ve yaşam tarzlarına yönelik söylenen her sözün olumsuzluk taşıdığını ve depremzedenin ruhsal travmasını daha da ağırlaştırdığını söyledi.

“DOĞA OLAYI RUH SAĞLIĞI DA CİDDİ OLARAK ETKİLİYOR”

Doğal afetlerin insan sağlığı üzerinde olumsuz etkilerini her zaman konuştuklarını belirten psikolog Güldiken, “Ancak özellikle deprem gibi yıkıcı etkisi insanoğlunun tedbirsizliği ile daha da artan bir doğa olayında ruh sağlığı da ciddi olarak etkileniyor. Doğal afet olarak değerlendirilen olayların, insan tarafından kabulü ve baş edilmesi insan eliyle oluşturulan felaketlere göre daha hızlı ve kolay olabiliyor. Deprem sonucu oluşan yıkım, sadece fiziki yapılarda olmaz aynı zamanda insanın ve hayvanların ruh sağlığında da oluşur. Depremin neden olduğu bu ruhsal travma ise geride kalanlara yönelik her söz ve davranışla etkilenir” diye konuştu.

“HER SÖZ OLUMSUZLUK TAŞIR VE DEPREMZEDENİN RUHSAT TRAVMASINI DAHA DA AĞIRLAŞTIRIR”

Güldiken, Depremin meydana geldiği bölgede yaşayanların kişilik ve yaşam tarzlarına yönelik söylenen her söz olumsuzluk taşıdığını ve depremzedenin ruhsal travmasını daha da ağırlaştırdığına işaret ederek, “Travmatik olay sonucu bireyin “adil dünya inancı, yalnızlık, değerli olma, güçlü olma” gibi birçok duygu ve düşüncesinde bozulmalar oluşabilir. Olay sonrasında dayanışma ve destek niyetinden uzak düşmanca söz/davranışlar, var olan ruhsal travmayı daha da karmaşık hale ve baş edilemez duruma getirir. Mesela depremin bir yer hareketi sonucu fay kırılması ile oluştuğunu unutarak depremin olduğu yerde yaşayanların yaşam tarzı,  ırk, cinsiyet gibi durumlarıyla ilişkilendirilmesi; depremzedelerin daha zor bir sürece girmelerine neden olur” ifadelerini kullandı.

Sait BAYRAM’ın Özel Haberi