Mustafa Kemal Atatürk’ün 1917 yılında tesadüfen tanışarak ÅŸarkılarını dinlediÄŸi ve güçlü sesinden dolayı “Åžark Bülbülü” unvanını verdiÄŸi ses sanatçısı Celal Güzelses, vefatının 60. yılında anılıyor.
Sanatçı Güzelses’i anmak amacıyla Diyarbakır’da 2 Åžubat’ta BüyükÅŸehir Belediyesi Kongre Merkezi’nde etkinlik düzenlenecek. Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü ile Diyarbakır BüyükÅŸehir Belediyesince gerçekleÅŸtirilecek etkinlikte Diyarbakır Devlet Klasik Türk MüziÄŸi Korosu konser verecek.
İzzet AltınmeÅŸe’nin, Güzelses’in unutulmaz parçalarını seslendireceÄŸi programa Celal Güzelses’in oÄŸlu Erdem ve torunu Celal Güzelses de katılacak. Diyarbakır Kültür, Turizm ve Musiki DerneÄŸi (DİKTUM-DER) BaÅŸkanı Kenan Aksu, ÅŸehrin çok önemli bir ÅŸahsiyeti olan Güzelses’i vefatının 60. yılında rahmetle andıklarını söyledi. Aksu, Güzelses’in en az 70’e yakın eseri Türkiye’ye kazandırdığını, aradan geçen 60 yıla raÄŸmen eserlerinin hala revaçta olduÄŸunu aktardı. Celal Güzelses’e verilen “Åžark Bülbülü” unvanının önemine iÅŸaret eden Aksu, “Tarihi Sur ilçesindeki Diyarbakır Kültür Evi’nde Güzelses’in türkülerini her gün canlı olarak icra edip, tanıtmaya devam ediyoruz. Türkiye’nin her yerinden gelen ziyaretçiler Güzelses’in seslendirdiÄŸi türküleri dinliyorlar.” dedi.
Aksu, onur duydukları Güzelses’in gençliÄŸinde yıllarca tarihi Ulu Cami’de müezzinlik yaptığını belirterek, “Ezanları her seferinde ayrı bir makamda okurmuÅŸ. Onun ezan okumasını dinleyen vatandaÅŸlar koÅŸa koÅŸa camiye geliyormuÅŸ.” ifadesini kullandı.
CENAZESİNE BİNLERCE SEVENİ KATILDI
Celal Güzelses’in cenaze törenine katıldığını belirten Åžaban Peker de Güzelses’in cenazesine Diyarbakırlıların yoÄŸun katılım gösterdiÄŸini belirterek, şöyle konuÅŸtu: “Cenazesini çok net hatırlıyorum. O güne kadar Diyarbakır’ın en kalabalık cenaze töreni oldu diyebilirim. Cenazesinde dört kiÅŸi tarafından zikir meclislerinde kullanılan arbane çalınıyordu. Babam kaside ve nat-ı ÅŸerif okuyordu. O kalabalıkla o ÅŸekilde mezarlığa yetiÅŸtik. Vasiyeti üzerine Åžeyh Zeki Efendi’nin yanına defnedildi.”
“ÇOK İYİ BİR TASAVVUF MUSİKİSİ İCRACISIDIR”
Peker, Güzelses’in sadece musiki yönüyle gündeme geldiÄŸini, oysa çok iyi bir “mevlithan” olduÄŸunu vurgulayarak, ÅŸunları kaydetti: “Bugüne kadar hiç bu yönüyle gündeme gelmedi. Benim babam da Celal Bey’den sonra Ulu Cami’nin müezzinliÄŸini yaptı. Diyarbakır’ın birçok eÅŸrafı Celal Bey ile hep beraber mevlit okumuÅŸ. Çok iyi bir tasavvuf musikisi icracısıdır. Celal Bey’in musiki hayatı DaÄŸkapı’da Rufai ÅŸeyhlerinden Åžeyh Zeki Efendi’nin tekkesinde baÅŸlar. Maalesef bu yönüyle hiçbir zaman gündeme gelmemiÅŸ, bu da benim gibi birçok hemÅŸehrimizi üzüyor.”
“Mevlithan Mustafa” diye tanınan Abdullah Beybur de Güzelses’in İskender PaÅŸa Camisi’nde okuduÄŸu mevliti dinlediÄŸini söyledi. Güzelses’in vefat etmeden önce hasta haliyle öğrencilerin Ankara’da Diyarbakır’ın tanıtımını yapmak için düzenlediÄŸi etkinliÄŸe katıldığını ifade eden Beybur, “Ankara’da düzenlenen bu konserden dönüşünde kalkamadı. Celal Güzelses’in vefatıyla Diyarbakır’da musiki de vefat etti. Herkes memleketin müziÄŸini Celal Bey’den öğrenirdi.”
“DİYARBAKIRLILARIN BAÄžRINDA YAÅžAYACAK”
VatandaÅŸlardan Abdurezzak İnal da Güzelses’in Diyarbakır’ın en önemli deÄŸerlerinden olduÄŸunu dile getirerek, “Diyarbakırlıların baÄŸrında yaÅŸayacak. Diyarbakırlıların da kendisine karşı sevgi duyduÄŸu ve rahmetle andığı birisidir Celal Güzelses.” deÄŸerlendirmesinde bulundu. Veysel Sin de Diyarbakır’ın Anadolu’nun en kadim ÅŸehirlerinden olduÄŸunu ve bu kadim memlekette sayısız sanat ve ilim adamının yetiÅŸtiÄŸini söyledi.
Güzelses’in Diyarbakır halkı tarafından çok sevildiÄŸini vurgulayan Sin, şöyle konuÅŸtu: “Sadece halk müziÄŸi deÄŸil, sanat ve tasavvuf musikisi eserlerini de icra eden bir sanatçıdır. Celal Güzelses Diyarbakır’ın baÄŸrından, halkın içinden çıkmış birisidir. Celal Güzelses’i ayıran en önemli özelliÄŸi budur. Diyarbakır’ın deÄŸerlerini eserlerinde çok iyi iÅŸlemiÅŸ. Vefat yıl dönümünde onu rahmetle, sevgiyle ve minnetle anıyoruz. Bizim kalbimizde yer alan çok deÄŸerli ÅŸahsiyet. Allah rahmet eylesin.”
CELAL GÜZELSES KİMDİR?
Celal Güzelses, 1900’de Diyarbakır merkezde doÄŸdu ve 1 Åžubat 1959’da Diyarbakır’da vefat etti. Asıl ismi “Mehmet Celalettin” olan Celal Güzelses, 6 yaşında iken babasını kaybetti. Annesi Latife Hanım ve kız kardeÅŸi Adalet Hanım ile yaÅŸayan Celal Güzelses, ilkokula devam ederken babasının da mensubu olduÄŸu Rufai tekkesine gitti. Bu tekkede Kur’an eÄŸitimi alan Güzelses, 9 yaşında hafız oldu. Rufai tekkesinde Åžeyh Zeki Efendi’nin müridi olarak arbane çaldı, tasavvuf musikisi çalışmalarında yer aldı. Güzelses, 1. Dünya Savaşı’nın baÅŸlamasıyla Rüştiye’nin kapatılması üzerine tahsilini yarıda bırakmak zorunda kaldı. Celal Güzelses, 1917’de birkaç arkadaşıyla Seman Köşkü’nün alt kısımlarındaki dutluklarda türkü, ÅŸarkı, gazel ve hoyrat okurken, sesini duyan Mustafa Kemal Atatürk’ün isteÄŸi üzerine, ona türkü okudu. İstanbul’da plak firmaları ile teması sürerken Feyzi PirinççioÄŸlu, Celal Güzelses’i Dolmabahçe Sarayı’na götürerek Atatürk’e “İşte Diyarbakır’dan plak yapmaya gelen gencimiz” diye tanıttı bunun üzerine Atatürk, “1917 yılında Seman (Gazi) Köşkü’nde bana türkü okuyan sen miydin?” diye sordu. Güzelses de “Evet efendim bendim.” yanıtını verdi. Ardından Atatürk, Dolmabahçe’de bulunanlara Celal Güzelses’i tanıttı. Burada Güzelses’i yeniden dinleyen Atatürk, onun daha önce Diyarbakır Ulu Camisi’nde müezzinlik yaptığını öğrenince “Celal bana Peygamberi anlat, nasıl biridir?” sorusunu yöneltince Güzelses mevlit okudu. Bunun üzerine Atatürk, orada bulunan plak firmasının yetkilisine bu mevlidin plaÄŸa doldurulması ve plaÄŸa “Åžark Bülbülü Celal” yazılması talimatını verdi. Böylece Celal Güzelses Atatürk’ün vermiÅŸ olduÄŸu “Åžark Bülbülü” unvanını aldı. Celal Güzelses, 1929’da getirildiÄŸi Özel İdare Müdürlüğü evrak memurluÄŸu görevinden 1950 yılına emekliye ayrıldı. Emekli oluktan sonra kendisini tümüyle folklor çalışmalarına verdi. Ulu Cami baÅŸ müezzinliÄŸi için vilayete yaptığı baÅŸvurunun kabul edilmesinin ardından bu görevi ölümüne kadar sürdürdü. 1959’da öldüğünde cenazesi Ulu Cami’den eller üzerinde ilahi ve tekbirlerle alınarak, vasiyeti üzerine Mardin Kapı Mezarlığı’nda Åžeyhi Zeki Efendi’nin yanına defnedildi. Celal Güzelses’ten derlenen 46 türkü arasında “AÄŸlama Yar AÄŸlama, Bülbülün Kanadı Sarı, DaÄŸlar Dağımdır Benim, Esmerin Ağı Gerek, Mardin Kapı Åžen Olur” türküleri de yer alıyor. Kaynak: AA
buy domperidone sale – order generic motilium cheap cyclobenzaprine 15mg